Başkan Söylemez İstiklal Marşı Tarihimizin Şanlı Belgesidir

Eğitim-Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Başkan Söylemez İstiklal Marşı Tarihimizin Şanlı Belgesidir

Eğitim-Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, İstiklal Marşı’nın kabulünün 104. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında  

İSTİKLAL MARŞIMIZ VAROLUŞ GAYEMİZİ, KİM OLDUĞUMUZU VE NASIL VAR OLACAĞIMIZI AÇIKLAYAN BİR DESTANDIR
İstiklâl Marşının TBMM tarafından kabul edilişinin 104. Yılında Asım’ın Nesli olma iştiyakı, bilinci ve sorumluluğu ile Mehmet Âkif’i şükran ve minnetle yad ediyor, bize bu cennet vatanı, bugünlerimizi ve yarınlarımızı armağan etmek için seve seve canlarını veren tüm istiklâl şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz.
Dünyanın bütün birleşik emperyalistlerine karşı, imanla, hür ve onurlu yaşamak için insanüstü bir dayanma ve direnişle verdiğimiz İstiklâl Harbi esnasında bu aziz milletin hayat, varlık, medeniyet ve istiklal anlayışını, kendi benlik ve kimliğini bütün dünyaya haykırarak ilan ettiği, gerçek bir varoluş deklarasyonu olan İstiklâl Marşının 12 Mart 1921’de TBMM’de milli marş olarak kabul edilmesinin 104. yılını aynı ruh ve bilinçle idrak etmenin heyecanı içindeyiz. 
Devlet ve millet bütünlüğü ile yeni bir yüzyıl inşa etmeye hazırlanırken, kendilerini dünyanın efendisi zanneden güçlerin sömürü, yağma, işgal ve talana dayalı yeni bir küresel vesayet düzeni kurmaya çalıştıkları günümüzde, İstiklâl Marşını, tazelenmiş bir ruh ve heyecanla idrak etmek hayati önem arz etmektedir.
İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi ile zirveye ulaşmış milli ruh ve heyecanı, tarihsel köklere dayanan dinamiklerle kimliğe dönüştürerek kalıcı kılan bir metindir. Millet olarak bizi var eden inanç, ruh, amaç, hürriyet aşkı, özgürlük tutkusu, benliğimiz, kimliğimiz en özlü deyiş, en vurucu ifadelerle İstiklâl Marşında ifadesini bulur. O bizim milli varoluş andımızdır. Tarihte birçok sefer olduğu gibi milli mücadelede milletin yıkılmaz iman ve iradesinin, yenilmez azim ve direncinin ilke, ruh, vicdan ve felsefesini ortaya koymaktadır. Bu manevi değerler iman ve vatan şairi Mehmet Âkif’in dizelerinde ölümsüzleşmiş, bizim ses bayrağımıza dönüşmüştür. Âkif’in diliyle milletimizin ruhundan doğmuştur. Âkif’in ‘Allah bir daha yazdırmasın’ dediği İstiklâl Marşı, kâğıda kalemle değil, bütün dünya emperyalistlerine karşı ölümüne verilmiş destansı bir mücadelenin teslim olmaz, dize getirilmez, yenilmez ruhuyla, kanla yazılmıştır.
Böyle olmakla birlikte İstiklâl Marşı salt edebi zevk almak için okunan bir şiir değildir. Hararet, hareket, aidiyet ve heyecanı çok yüksek dizelerinde, tereddütsüz, korkusuz bir inanç, bir iddia, kararlılık, kükreyiş vardır. Dizeler yüksek dağların eriyen karlarıyla köpürüp gürüldeyen şelaleler gibi içinize, ruhunuza akmakta, varlığınızın şiirine dönüşmektedir. Milletimizin varlığıyla özdeşleşen istiklâl tutkusu, bir sel gibi akıp giden mısraların biçim bütünlüğü ile de dile getirilmeliydi ve öyle de oldu. Milli, manevi duygu ve dünyamızı inşa eden kavramlar, millet benliğine kökleşmiş muhteva, ses ve estetik biçimle yerleştirilmiştir. Milli varlığımıza temel olan birtakım değerleri milletimizin ruh dokusuna nakış gibi işlemesi sebebiyle İstiklâl Marşı bir varoluş manifestosu, varoluş deklarasyonudur. Öyle ki bu hususiyetiyle milletin tarihe mal olmuş millî mutabakat ve özgürlük yeminidir. Ve yine öyle ki, çağın değişen koşullarına göre anayasalar değişse bile İstiklâl Marşı kalıcı olmuştur. Çünkü o, bu milletin bin yıllık destanla tarihten süze süze var ettiği değişmez değerlere dayanır. 
Bizi her daim canlı, şuurlu tutan bu ruhun ölümüne var olma kararlılığını yok etmek veya zayıflatmak isteyen vesayet odakları, milli iradeye rağmen gasp ettikleri mevki ve yetkileri art niyetlerine alet ederek maalesef birkaç kez İstiklâl Marşını değiştirmeye yeltenmişlerse de, hıyanet ve husumetlerinde başarılı olamamışlardır. Çünkü görünürde onun şairi Mehmet Âkif olmakla beraber yine onun ifadesiyle bu marşı millet yazmıştır; millete ait gördüğü için de Safahat’ına almamıştır. 
Millet olarak var olma bilincimizi canlı, diri tutan bu ortak dayanağımıza, onun temsil ve telkin ettiği değerlere iyi sahip çıkmalı, iyi anlayıp, sonraki nesillere iyi anlatmalıdır. Âkif’in ‘Asım’ın Nesli’ diye tanımladığı bir neslin öncülük yaptığı bu millet, milli mücadele ruhunu asla kaybetmeyecek, hayatın her alanında gösterdiği başarılarla yeni binyılın şafağında yeni diriliş ve doğruluşlar gerçekleştirecektir.
Eğitim-Bir-Sen olarak İstiklâl Marşının TBMM tarafından kabul edilişinin 104. Yılında Asım’ın Nesli olma iştiyakı, bilinci ve sorumluluğu ile Mehmet Âkif’i şükran ve minnetle yad ediyor, bize bu cennet vatanı, bugünlerimizi ve yarınlarımızı armağan etmek için seve seve canlarını veren tüm istiklâl şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz.