Sayfamızdan sorumlu arkadaşlar fotoğrafın altına “Eğitimci ve
Yazar “ ibaresini koymuşlar âlâ. Yazarlığımın eğitimle
nitelenmesini “ Eğitimci Yazar” ibaresinin koyulmasını tercih
ederdim. Muhtemel ki aynı anlamı dermeyan etme çabasıdır.
Yıllar evvel, fotoğraf sanatçısı bir okurum, atölyesinin
önünden geçerken beni camların aksinden kesmiş olacak,
önüme çıktı, başka bir deyişle yolumu kesti.
Şakirciğim, “Yazdığınız bir makalenizi okumaya çalışan bir okurunuz, sizin
maksadınızı anlamamış olursa anlayamazsa siz, onun için yazmış sayılır
mısınız?” sorusunu sordu. Cevabım tereddütsüzce “Hayır” oldu.
Bu iyi bir okuyucu terbiyesi idi. Bunu hep dikkate almışımdır. Bunun yanı sıra
da önemsediğim bir konu daha vardır. Yazıda kullanılan her kelimenin
anlamını her okur-yazarın anlamasını sağlamak için gayret ederseniz “Yazar
ve şairlere yüklenen” Dilin gelişmesi ve verimliliğinin artırılması” işini
yapmamış oluruz. Okuyucularımızdan hiç değilse az bir bölümünün, yazılan
yazıyı anlamak için yayımlanmış sözlükleri kullanarak kendilerini geliştirmek
için gayret sarf etmeleri de gerekir.
Elbette herkesin okuyabileceği mecralarda yayımlanabilecek olan yazıların
anlaşılır dilinin vasatın üstünde olması gerekir. Çünkü az kelimeyle çok şey
anlatmak ancak anlam yüklü kelimeleri kullanmakla imkân seviyesine
çıkacaktır.
Bu girişten sonra başlığımızda kullandığımız kelimelerin anlamları üzerinde
durmak gerektiğini düşünüyorum. TDK sözlüğünde, Eğitimin “ Çocukların ve
gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve
anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya
dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye.” anlamında olduğu
açıklanıyor.
Öğretimin ise anlamı “1-Belli bir amaca göre gereken bilgileri
verme işi, tedris, tedrisat, talim.
2. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri
sağlama ve kılavuzluk etme işi.” şeklinde ortaya konuyor.
“Terbiye “ kelimesinin de karşılığını kısaca “eğitim “olarak
tespit etmiş gözüküyor.
Maarife ise” Eskimiş Bilgi ve kültür” diyor.
Başka bir sözlükte ise “terbiye ve maarifle ilgili şu tanımlar
göze çarpıyor.
TERBİYE: Terbiye, Allah’ın emirlerine itaat ederek ruhen ve
cismen yükselmeye ve yükseltmeye çalışmak. Kemâle ermeğe,
nizam ve emirleri dinlemeğe çalışmak. Allah rızası yolunda
gitmeyi öğrenmek.
Maarif :Tahsil ile elde edilen ilim, malûmat, bilgi.
Bu tanımların farklılığı toplumsal mutabakata da engel oluyor
demek mümkündür.
Meslekî çalışmalarımızın devam ettiği yıllarda, seminerlere rehberlik için
gelen ma’rif müfettişleri de Eğitimin tanımını, “Kişiye, istendik davranışlar
kazandırma işidir.” cümlesinde topluyorlardı. Buraya şu hükmü de
ekleyelim. Öğretmen, cemiyetin istediği değişikliklerin neler olduğunu ve
bunların ne suretle elde edileceğini de bilmelidir. Çocukların istediğimiz bir
tarzda değişmelerine tesir eden faktörleri bilirsek okul şartlarını-elimizdeki
imkânlar nispetinde-buna göre tanzim edebiliriz.” (Eğitim Psikolojisi, Millî
Eğitim Basımevi, İstanbul 1971,s,2)
Her ne kadar eğitimin tanımının terbiye ile eşleştirilmiş olması göz önüne
alınmış olsa da istenilen davranışların kazandırılma işi ortaya çıkınca
kaçırılmış çocukların hırsızlığa alıştırılması işi de eğitim tanımına dâhil
oluyor. Bu anlayışla kabadayılık da kazandırılabilen davranışlar arasına
şüphesiz girer.
Bu tanımları göz önüne aldığımızda Osmanlıca sözlüğün verdiği terbiye
tanımı apaçık ortada ki bir hedeften başka hedef ittihaz etmeye manidir.
Bütün bunlara ne gerek vardı şimdi?
Bu sorunun fısıldaşıldığını hisseder gibiyim. Osmanlının son zamanlarında,
Cumhuriyetin ilk yıllarından epeyce bir zaman geçinceye kadar “Terbiye “
kelimesi günceldi. Bir eğitim enstitüsünün adı, “Gazi Terbiye Enstitüsü”idi.
Sonra Terbiye yerine Eğitim kelimesi konulmuştur.
Kelimeleri sadece söz ve yazı sanmayalım. Böyle olmalarının yanında ruh
taşıyan canlı varaklılardır da. Yüksek anlamlı mesajlarla yüklüdürler.
En yerli malımız dilimiz(Türkçeyi) anlayalım, anlatalım anlaşalım.
Ne yazık ki en yerli özelliği taşıyan nesneler en hor kullanılanlardır. Dilimizin
hor kullanılmasına mani olalım.