İYİ Parti'nin kuruluşunun 3. yılı

İYİ Parti'nin kuruluşunun 3. yılı

PAYLAŞ
Ras Ajans - Rasajans

İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, partisinin kuruluşunun 3. yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı.

Bundan tam 3 yıl evvel, 25 Ekim 2017’de, Türk Siyaseti’nde derinleşen demokrasi noksanına, İfade hürriyetine yönelik kısıtlamalara, Dağılan yargı düzenine, Tüm evrensel ilkelerden uzağa savrulmuş tekelci medya düzenine, Devletin her yanını saran nepotizme, Milletimizin içine düşürüldüğü fakirlik kapanına, Yoksulluğa, Yolsuzluğa, Türk Siyaseti’nde çok uzun zamandan bu yana hüküm süren konfor sahalarına, Ve en önemlisi de, Toplumun her kesimi saran umutsuzluğa, Bizzat milletimizin itirazı olan partimiz, İYİ Parti kurulmuş ve dün 3. Yaşını kutlamıştır. Geçen süreçte, karşımıza çıkarılan her türlü engellemeye karşılaşılmış, YSK tuzaklarından konuşma mekanlarında elektrik kesilmesine kadar bütün sahalarda bir baskı yaratılmıştır. 

Türk siyasi tarihine baktığımızda İttihad-ı Osmani’den 1889’dan itibaren belki de Türkiye’nin en daraltılmış siyasi alanını görmekteyiz. Partili demokratik hayatımızda en fazla çevrelenen ve baskılanan bir siyasi atmosferin şahidi olmaktayız özellikle son 5 yıldır. Bütün bunlara rağmen siyasi partileri millet kurar ve siyasi partilere millet yön verir kavramının bir kere daha gerçekleştiğini gördük. Milletimiz 2002’den sonra ilk defa bir siyasi partiyi Mecliste göreve çağırmıştır. Milletimizin 25 Ekimde 2017’de Ankara’da harekete geçirdiği enerji, 24 Haziran ile birlikte iktidar partisinin meclisteki çoğunluğunu kaybetmesine neden olmuştur. Devamında İYİ Partinin inisiyatifi ile 31 Mart ve 23 Haziran ile birlikte demokrasi mücadelemiz yeni bir faza geçmiş ve Millet İttifakı ile beraber büyükşehirlerde 25 yılın ardından kapsamlı dönüşümün önünü açmıştır.  
 
Parlamentoda yer aldığımız ilk günden bu yana, İYİ Parti olarak, yasama faaliyetlerine siyah/beyaz şeklinde yaklaşmadık. Bu tip alışkanlıklarla siyaset yapmayacağımızı ifade ettik ve bunun gereğini yaptık. Bizim için aslolan milletimizin refahı, milletimizin huzurudur. Parlamentoda geçirdiğimiz 2,5 yılda bizim baktığımız yerden milletimizin refahına, huzuruna katkı sunacak her türlü icraatı destekledik. Milletimizin faydasına olmayan her türlü girişime ise en sert şekilde karşı durduk. Bunu yapan tek siyasi partidir İYİ Parti. Parlamentodaki tüm koltukların, milletin emaneti olduğu bilinciyle siyaset yapıyoruz. Milletten başka dayanağımız yok. Allah’a şükür, çok zorlu süreçleri birer birer atlatarak bugünlere eriştik. Lakin, şunu çok açık bir şekilde ifade etmek gerekir: Henüz yolun başındayız.

Sayın Akşener’in önderliğinde günden güne büyüyen bu hareket, bundan 3 yıl önce harekete geçirdiği iradeyi iktidara taşıyana dek yürümeye devam edecektir. Milletimizin artan teveccühü omuzlarımızdaki yükü artırmaktadır. Cesurlar Hareketinin her bir ferdi, bu teveccühe layık olabilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışmaya, Milletimize hizmetin yollarını aramaya devam edecektir.

İKTİDAR OLMAK BÜTÇE YAPMAK VE YÜRÜTMEKTİR

Parlamentonun ve Türkiye’nin gündeminde önemli bir başka konu 2021 bütçesidir. İktidar olmak bütçe yapmak ve yürütmektir.  Biz bu bütçeye de diğer bütün Komisyonlara getirilen tüm tekliflere, imtihana girecek öğrenci titizliği ile çalışıyoruz, katkı sunmaya gayret ediyoruz. Katkı sunmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Yeni Ekonomi Programı’nın ilanından bu yana, partideki yetkili arkadaşlarımızla önümüze koyulan dökümanlara çalışıyoruz. Hükümetin, tüm iş alemine, sanayiciye, esnafa, işçiye, memura kısacası milletin önüne koyduğunu yorumluyor, anlatmaya çalışıyoruz. Burada doğru şeylerin yapılması konusunda ısrarcı oluyoruz. Milletlerin bütçe Hakkı bin yıl öncelere dayanmaktadır. 

Son 10 yıldır artan bir yapısal tıkanma içerisinde Türk Ekonomisi, bir süreç içerisindedir, biz buna yapısal tıkanma süreci diyoruz. İktidar, kaynak değil, sorun biriktiriyor. Bu birikmiş sorunlar altında ezilen, 2021’yi umutla gözleyen bu vatandaşlarımızdan hangi derdine deva olacak bu bütçe? Orta ve dar gelirli vatandaşlarımız için enflasyonun %35-%40’lara kadar çıktığı bir dönemde Memura, %3 zamla devam edilecek olması, emekliye %4 öngörülmesi bir başka garabettir. Atanamayan öğretmene kadro yok diyor. EYT’liler bütçe sonrasını bekleyecek. 12 buçuk milyon işsize, 1 yıl daha bekle diyor.  2020’da her gün 370 milyon faiz ödeyen Hazine 2021’de eğer bütün hesaplar tutarsa 487 milyon lira faiz ödeyecek %30 daha faiz ödeyecek. Faiz artışı enflasyon ve gelir artışlarından birkaç kat daha fazla. 
 
2021 bütçesine bakan herkes, Türkiye’nin tüm kronik sorunlarının önümüzdeki yıl dondurucuda bekleyeceğini görüyor.  Dün Malatya’da Sayın Cumhurbaşkanı ile bir vatandaş arasında yaşananlar, saray ile milletin arasındaki mesafenin ne denli açıldığının ibretlik bir örneğidir. İşsiziz, eve ekmek götüremiyoruz diyen vatandaşa, “keyif çayı iç” demek en başta siyasetin taşıması gereken ferasetin ortadan kalktığını, milletle çok ayrı yerlerde yaşanıldığını gösteriyor. Milletin işinden ve ekmeğinden, çocuklarının işsizliğinden başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye’nin iki gündemi olmuş bir Sayın Erdoğan ve sarayın medya üzerinden tartıştığı gündem bir de milletimizin kendi içerisinde yaşadığı gündem.  

BÜTÇE DE TIPKI EKONOMİ YÖNETİMİ GİBİ: DAĞINIK BÜTÇE MODELİ

Bu bütçenin Türkiye’ye bir vaadi yok. Bu bütçe Türkiye’yi nereye taşıyacağını tarif edemiyor ve etmiyor. Bu bütçenin adı olsa olsa dağınık bütçe modeli olur.  Baktığınızda alel acele bazı rakamların güncelleştirildiği bir metinin ötesine gitmiyor, bir hedefi yok. 
 
Sayın Fuat Oktay, 21 Ekim’de, geçtiğimiz Çarşamba günü, Plan Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumun eklerine baktığımızda, 2021 yılında 1 milyar dolar konaklama vergisi öngördüğünü görüyoruz. 22 Ekim’de, yani Sayın Fuat Oktay’ın sunumundan bir gün sonra, komisyona havale edilen torba yasa teklifi, bu kez Konaklama Vergisi tahsilatını 2022 yılına erteliyor. Bütçede bazı rakamlar var yatırımlar yüzde 83 artırılmış gözüküyor halbuki sonuçlara bakıyorsunuz yüzde 19 artırılmış. Bütçede mal ve hizmet alımlarımdaki artış %18 olacak diyor. Fakat 2020’ye göre artış yok, azalma var %15,7.  

EKONOMİYE BÜTÜNCÜL BİR BAKIŞA İHTİYAÇ VAR

Türk Ekonomisinin çerçevesini belirlemesi gereken tüm plan/programlar birbiri ile çelişiyor. Ortada bir 2023 hedefi var bunu tamamen reddeden bir kalkınma planı ile geliniyor ve bir miktar sonra Sayın Albayrak’ın bunu tamamen reddeden program geliyor. Hiçbirisinde bir yaklaşım yok, birini yanıltan metinler. Böyle bir ekonomiye tabii ki olumlu bakmazsınız. 

Şurası çok açık ki, özellikle Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile beraber, devletin kurumsal birikimi heba edilmektedir. Türkiye’de ekonomi idaresi, gayesi piyasadaki tüm beklentileri tersyüz etmek haline gelen Merkez Bankası kararları ile yazılır yazılmaz geçerliliğini yitiren ekonomi programları arasına sıkışmıştır. Bunun üzerine çıkacak, ekonomiye bütüncül yaklaşacak makro bir bakış açısına ihtiyaç var.
Yatırım yapılabilir bir Türkiye, Güvenilir bir Türkiye, Yarınlarına umut veren, geleceği aydınlık bir Türkiye için yapısal reform gündemine ihtiyaç var. Tüm bu hususların da üzerinde, Türkiye’de siyasal atmosferin değişmesi artık bir gereklilik haline gelmiştir. Güçlü Türkiye için herşeye sahip bir ülkede yaşıyoruz siyasi atmosferin değişmesiyle Türkiye kendini bulacak ve çıkış yapan bir ülke olacaktır. 

BU MARİE ANTOİNETTE’NİN “EKMEK BULAMIYORSANIZ PASTA YİYİN” SÖZÜNÜN TÜRKİYE VERSİYONUDUR

Tatlıoğlu basın açıklamasının ardından bir gazetecinin Erdoğan’ın otobüsten vatandaşla yaptığı sohbetle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine: “Sayın Erdoğan otobüs üzerinden milletle buluşuyor. Biz uzun zamandır Genel Başkanla Anadolu’nun ilçelerindeyiz. Bütün çekimler ortadadır, milletin gerçekten medyada tartışılan hiçbir gündemle ilgili sorusu olmamıştır. Milletin derdi borçları, ciro yetersizliği, çalışanların istihdamı sürdüremeyeceği, elektrik faturaları, gençlerin işsizliği ve yarına yönelik umutların sönüklüğüdür. Milletin derdi farklıdır, milletimiz saygıyı göstermektedir. Saray ve etrafı mutludur ama millet mutsuzdur. Bu Marie Antoinette’nin “ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin” sözünün Türkiye versiyonudur” dedi. 

PARTİDE ÜMİT BEYLE İLGİLİ BİR GÜNDEM YOK

Tatlıoğlu, Parti içinde Özdağ’ın ihracı ile ilgili girişimler var deniliyor bu konuda ne düşünülüyor sorusuna, “Böyle bir girişim yok, böyle bir gündemimiz de yok. 1980’le dövülmüş, 12 Eylül’de hastanelik edilmiş, AK Parti süreçleriyle yoğun bakıma kaldırılmış bir demokratik siyaset var. Biz bunu sağlıklı duruma getirmek için gayret ediyoruz. İki yöntem var ya atamalar yapacaksınız blok sistem Ak Parti gibi ama Genel Başkan Meral Akşener kendisine blok liste yetkisi verilmesine rağmen herkesin aday olabileceği bir süreci tercih etmiştir. Biz bundan vazgeçmeyeceğiz bu problemler var diye demokratik siyasetin önünü kapatmayacağız. Biz istiyoruz ki, siyasi partiler ve parlamento millete dayansın. Tek adamlar sistemi olur, tek adamlar konseyi olur, başınıza tek adam geçer. Partide Ümit beyle ilgili bir gündem yok. Biz tamamen milletin meseleleri ile ilgileniyoruz, partimizin disiplin kurulunda bugün itibariyle ve yarın itibariyle böyle bir gündem yok, olursa paylaşırız” yanıtını verdi.


Hibya Haber Ajansı

Bulten

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN